Artık hepimiz bir cep telefonu kamerası da olsa, fotoğraf makinelerimizi yanımızda taşıyoruz. Peki, en basit makineyle bile çok güzel gökyüzü fotoğrafları çekebileceğinizi biliyor musunuz? Eğer gökyüzü fotoğrafçılığına ilgi duyuyorsanız, başlangıçta gereksiniminiz olan şey artık hemen hepimizin sahip olduğu basit bir cep telefonundan fazlası değil. 

Günlük yaşamımızda genellikle anı fotoğrafı çekmek için kullandığımız makineler ya da cep telefonları poz (ışıklama) süresi, diyafram ayarı, beyaz dengesi ve odak ayarı gibi fotoğrafı doğrudan etkileyen bazı ayarları otomatik olarak yapar. Hatta makinenin içerdiği yazılım, görüntüyü belli ölçüde işleyerek bize olabildiğince güzel bir fotoğraf oluşturur.

Ne var ki dijital makinelerin otomatik olarak yaptığı bu ayarların çoğu, gökyüzü fotoğrafı çekerken pek de işimize yaramaz. Bu ayarları kendimiz yaparsak, genellikle daha iyi sonuçlar elde ederiz. İşte bu nedenle gökyüzü fotoğrafçılığında deneyim büyük önem taşır. Bu da bu konuda yazılmış kaynakları okumanın yanı sıra, özellikle başlangıçta çok sayıda çekim yaparak, deneme-yanılmayla kazanılır. 

Gökyüzü fotoğrafçılığı konusunda verdiğimiz bilgiler çoğunlukla bir DSLR (Sayısal Tek Lens Refleks) makinelerle ilgili olacak. Ancak bu makinelerin bir çok özelliği en basit kameralarda ve cep telefonu kameralarında bile belli ölçüde yer alıyor.

Gökyüzü Fotoğrafçılığı

Işık ve Renk

Güneş, Ay ve birkaç gezegen dışında, gökyüzünde fotoğraflayabileceğimiz cisimler çok sönüktür. Bu nedenle, olabildiğince çok miktarda ışık kaydetmek önem taşır. Fotoğraf makineleri algılayıcı yüzeye düşen ışık miktarını mercekle ışığa duyarlı algılayıcının arasında bulunan örtücü (perde) ve diyafram adı verilen iki düzenekle ayarlar. Perde poz süresini ayarlarken diyafram da ışığın geçtiği deliğin büyüklüğünü değiştirir.

Birçok makine “M” (manual) durumuna getirilerek bu ayarları fotoğrafçının yapmasına olanak tanır. Gökyüzü fotoğrafçılığında amaç genellikle algılayıcı yüzeye olabildiğince çok ışık düşürmek olduğundan, diyafram hemen her zaman en açık değerde tutulur. Gereksinim duyulan ışıklama miktarı da örtücünün açık kalacağı sürenin ayarlanmasıyla belirlenir.

Hemen her fotoğraf makinesi, algılayıcı yüzeyin duyarlılığının değiştirilebilmesine de olanak tanır. Algılayıcının duyarlılığı ISO değeriyle gösterilir. DSLR (Sayısal Tek Lens Refleks) makinelerde duyarlılık 32.000 ISO’ya kadar hatta bazı yeni makinelerde daha da yükseğe çıkar. ISO değerleriyle makinenin duyarlılığı arasında doğrudan bir orantı bulunur. Örneğin, 800 ISO ile 1 saniye ışıklanan bir fotoğrafa benzer bir fotoğraf elde etmek için 100 ISO ile 8 saniyelik bir poz süresi gerekir. ISO değerleriyle ilgili bilinmesi gereken en önemli ayrıntı, değer arttıkça görüntünün niteliğinin bozulmasıdır. Birkaç denemede, istediğiniz nitelikte görüntüyü hangi ISO değerinde elde edeceğinizi bulabilirsiniz.

İşin içine matematik girince durum biraz karmaşık görünebilir ancak bir fotoğrafçının bu basit hesapları bilmesi gerekir. Ne var ki gökyüzü fotoğrafçıları, en azından başlangıçta vereceğimiz ipucu sayesinde epeyce kolaya kaçabilirler: Elimizdeki üç değişkenin (poz süresi, diyafram ve ISO değerleri) ikisini sabitleyerek yeterince tatmin edici sonuçlar almak olası. Diyaframı en açık değere (en düşük sayı), ISO değerini de makinenin istenen kalitede çekim yapabildiği en yüksek değere sabitleyebilirsiniz. Uygun ISO değerini bulmak için birkaç deneme yapmak gerekebilir. Böylece, yalnız poz süresini değiştirerek çok değişik gökyüzü fotoğrafları çekebilirsiniz.

Gökyüzü fotoğrafı çekerken beyaz dengesini (white balance) de sizin seçmeniz gerekebilir. Sayısal makinelerde beyaz dengesi ayarı otomatik olarak yapılır. Böylece, değişen ışık ve renk koşularında makinenin gerçeğe yakın görüntü elde etmesi sağlanır. Birçok makine bunu fotoğrafçının ayarlamasına olanak tanır. Otomatik beyaz ayarı, gündüz fotoğraflarında genellikle başarılı sonuçlar verir. Ne var ki gece ve gökyüzü fotoğraflarında sonuçlar her zaman tatmin edici olmaz. Gökyüzü fotoğrafı çekerken “günışığı” (daylight) ayarında çekim yapmak genellikle iyi sonuç verir. Ancak bulunduğunuz yerin ışık durumuna göre ayar yapmanız gerekebilir. Bu ayarı da makinenin özellikleri arasında varsa renk sıcaklığını değiştirerek yapabilirsiniz. Eğer ışık kirliliğinin fazlaca olduğu bir yerde çekim yapıyorsanız, beyaz ayarını “tungsten” olarak da seçebilirsiniz, böylece lambaların gökyüzüne yansıyan sarımsı rengi belli ölçüde günışığına yaklaştırılmış olur. Gökyüzü fotoğrafı çekerken, makinenin flaşını da kapalı konuma getirmeyi unutmayın.

Gökyüzü FotoğrafçılığıGökyüzü Fotoğrafçılığı

Lens

Gökyüzü fotoğrafçılığı için lens seçimi ne tür fotoğraflar çekileceğine bağlıdır. Manzarayla birlikte gökyüzü çekimleri, Samanyolu çekimleri ve geniş açı gökyüzü çekimleri için geçiş açılı lensler kullanılır. Bulutsular gibi gökyüzünde görece geniş alana yayılan derin gökyüzü cisimleri çekimleri için teleobjektifler kullanılabilir. 

Gökyüzü fotoğrafçıları genellikle tek odaklı yani zoom özelliği olmayan leşleri tercih eder. Çünkü bu lenslerin görüntü netliği daha fazladır. Yine en yüksek diyafram açıklığı en fazla (yani f değeri en düşük) lensler daha fazla ışık alacağı için tercih edilir. Geniş açı fotoğrafçılığında makineyle birlikte satılan kit lensleri de kullanılabilir. Ancak bu lenslerin diyafram açıklıkları genellikle f/4 civarındadır. 

Bir teleskop fotoğraf makinesine takıldığında lens işlevi görür. Mercekli ve Newton tipi teleskopların düşük f oranına sahip olanları (8’in altında) derin gökyüzü fotoğrafçılığı için uygundur. Ancak ay ve gezegen çekimleri için yüksek f oranına sahip teleskoplar kullanılabilir.

Odak Ayarı

Gökyüzü fotoğrafçılığı konusunda deneyimi olan birçok amatör gökbilimci bile makinenin odak ayarını yaparken sıkıntı yaşar. Eski model, otomatik odak ayarı (otofocus) olmayan makinelerde, odak ayarı merceğin çevrilerek hareket ettirilmesiyle sağlanırdı. Bu objektiflerde, ayar sonsuz yönüne tümüyle çevrildiğinde fotoğraf makinesi sonsuza odaklanırdı. Ne var ki elle ayarlamaya olanak tanısalar bile, günümüzün objektifleri sonsuzdan öte bir noktaya kadar döndürülebiliyor. Bu, makinenin otomatik odaklama yapabilmesi için bir zorunluluk. Ne var ki, bu durum biz gökyüzü fotoğrafçılarının işini zorlaştırıyor.

Otomatik odak ayarı, Ay ya da alacakaranlıkta ufuk fotoğrafları çekimleri hariç gökyüzü fotoğrafları çekerken hemen hiç işe yaramaz. Makine ayarlama yapamadığı için fotoğraf çekmeye izin vermez. Ya da sonuçlar hatalı çıkar. Birçok fotoğraf makinesi, bu ayarın elle (eğer makineniz DSLR değilse, bazı düğmelere basılarak) yapılmasına olanak tanır.

Odaklama genellikle deneme-yanılma yöntemiyle yapılır. Öncelikle fotoğrafı çekmeden önce gökyüzündeki parlak bir gezegenin ya da yıldızın ekranda (DSLR kullanıyorsanız vizörde) en küçük ve net görünecek şekilde odak ayarını yapmalısınız. Ardından çekeceğiniz fotoğrafları ekranda büyüterek incelemeli ve en iyi ayara ulaşana kadar çekim yapmalısınız. Özellikle gökyüzü fotoğrafçılığı için tasarlanmış bazı DSLR makinelerde, belli bir alanın büyütülmüş görüntüsü eşzamanlı olarak ekrana yansıtılır. Bunlarda odak ayarı yapmak çok daha kolay olur.

Eğer fotoğraf makinenizde “sonsuz” (infinity) seçeneği varsa, bunu da deneyebilirsiniz. Ancak, fotoğraf makineleri gökyüzü fotoğrafçılığı için tasarlanmadığından, bu özellik her makinede iyi sonuç vermeyebilir. Eğer bir DSLR makine kullanıyorsanız, objektif size elle ayarlama olanağı tanıyacağı için belirlediğiniz en iyi değeri objektifin üzerine işaretleyebilirsiniz. Eğer yalnızca gökyüzü fotoğrafları çekmeye ayırabileceğiniz bir objektifiniz varsa, objektifin odak ayarını yaptıktan sonra ayar halkasını bir bantla sabitleyebilirsiniz. Böylece her gece yeniden ayar yapmak durumunda kalmazsınız.

Odak ayarını olabildiğince iyi yaptıktan sonra bile çektiğiniz fotoğraflar bulanık oluyorsa, diyaframın açıklığını 1-2 durak kısabilirsiniz. Bu durumda aynı oranda uzun poz süresi vermeniz gerekecektir. Ancak çekilen fotoğraflar daha net olacaktır.

Gökyüzü fotoğrafı çekilirken genellikle uzun poz süreleri verildiğinden, fotoğraf makinesinin iyi bir şekilde sabitlenmesi gerekir. Bunun için genellikle bir üçayak (tripod) kullanılır. Üçayağın en önemli gökyüzü fotoğrafçılığı donanımlarından biri olduğunu söylersek abartmış olmayız. Çünkü fotoğraf makinesi ne kadar iyi olursa olsun çekim sırasında titrerse sonucun iyi olma şansı yoktur. 

Poz Süresi

Dünya’nın ekseni çevresindeki dönüşüne bağlı olarak gökyüzü sürekli hareket halindedir. Uzun poz süresiyle çekilen fotoğraflarda, belli bir poz süresinden sonra yıldızlar ve diğer gökcisimlerinin hareketi belli olur. Bunun için poz süresini sınırlandırmak ya da takip sistemi kullanmak gerekir. 

Eğer fotoğrafı bir üçayağın üzerine sabitlenmiş bir makineyle ve geniş açılı bir lensle yapıyorsanız 30 saniyeye kadar poz süreleri verebilirsiniz. Ancak lensin odak uzunluğu arttıkça bu sürenin kısalması gerekir. Teleobjektiflerde çok daha kısa poz süreleri verilebilir ya da takip sistemleri kullanılabilir. 

Günümüzde çoğu gökyüzü fotoğrafçısı çok uzun poz süreleri gerektiren çekimleri tek seferde yapmak yerine arka arkaya yapılan çok sayıdaki çekimi özel yazılımlar kullanarak bilgisayar ortamında birleştirme yöntemini tercih ediyor. Böylece makineden ya da çekimden kaynaklanan hatalar giderilebiliyor. 

Gökyüzü fotoğrafçılığı bilgi, deneyim ve çok farklı ekipman kullanımı gerektirebilen, çok geniş bir konu. Burada bahsettiklerimiz, gökyüzü fotoğrafçılığına başlamak isteyenler için bir giriş olarak düşünülebilir. Bu bilgiler ışığında elinizdeki fotoğraf makinesiyle gökyüzü fotoğrafları çekmeye başlayabilirsiniz. Önerimiz, gökyüzü fotoğrafçılığına ışık kirliliğinden biraz olsun uzaklaşıp, gökyüzündeki takımyıldızların, akşam alacakaranlığında ufkun üzerindeki gezegenlerin fotoğraflarını çekerek başlamanız. Her konu için örneğin, 1 saniyeden 30 saniyeye kadar (fotoğraf makinesi izin verdiği ölçüde) değişen poz süreleri vererek sonuçları inceleyebilirsiniz.